Gregor Samsa’yı Anmak

4 Posted by - 7 Aralık 2017 - Aralık 2017

Günlerdir aklımda siyah sert kabukla çevrili gövdesi olan, uçan bir böceğin üstünden kader/tesadüf ve seçimler sorgulaması var.

Gecenin bir yarısı, uçabiliyor olmanın gazıyla ve avantajıyla havada bilmem kaç böcek fit’i yükselen ve yukarıda bahsi geçen böceğimiz bir apartmanın dördüncü katından gözlerine dolan ışığa yönelir ve şans eseri açık bulduğu balkon kapısından mutfağa dalarak, tam karşısındaki mutfak dolabına bodoslama çarpıp tezgâhın üstüne düşer. Daha sonra görülen lüzum üzerine, o evde yaşayan insanlarca yapılan kısa bir araştırmayla, Vecihi gözü karalığıyla mutfağa dalan sevimli böceğin, mutfak dolabına çarptıktan sonra tam da altında bulunan deterjanlı bulaşık suyu dolu leğenin içine düşerek öldüğü kayıt altına alınır.

Ve işte sorular:

Eğer bu böcek, yaz sıcağı bunalmasıyla ya da aşk sarhoşluğuyla ya da diğer böceklere hava atma amacıyla ya da kan davalılarından kaçarken ya da ya da ne bileyim işte herhangi başka bir nedenle gecenin bir yarısı hazır dördüncü kata kadar yükselmişken bir kat daha yükselerek beşinci kattaki ya da daha mütevazi davranıp azıcık daha aşağılarda kalarak üçüncü kattaki balkona dalsaydı…

Yine camlı balkon kapılarının açık kısmını denk getirip, mutfağa dalıp, tam karşısındaki mutfak dolaplarından birine çarpıp şansa bak ki hemen altında bulunan bulaşık leğenine düşer miydi? Ya da bulaşık leğeni yoktuysa –ki yoktur bence, bizim evde de o leğenin tezgâhın o kısmında ne işi vardı hala çözmeye çalışıyorum- dolaba çarptıktan sonra vızz zızzz tısss sesleriyle döne döne uçarken nihayet pili bitip yere düşer miydi, o evde yaşayan birileri onu fark etmeden üstüne terlikle basıp pööyyykkk… ezilmesine neden olur muydu? Ve yahut o esnada koridorda yanan yeni bir lamba nedeniyle yoluna devam edip diğer odalardan birine girebilme şansına sahip olup sabaha kadar tutunduğu perdede uyuyup kalır mıydı gün içinde evi terk etmek üzere?

Böyle böyle bir dolu olasılık var kafamda ama bu birkaç tanesi de yeterli sanırım… Şimdi kaderin insanoğluna/kızına ait olduğunu, böceklerin, hayvanların bundan istisna olduğunu söyleyebilirsiniz… Aslında ben de öyle düşünüyordum ama sonra “Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.” cümlesi kafamda balon gibi şişmeye başlayınca… Ulan İdil dedim…

Ulan İdil, Allah’ın özel kullarından Kafka’yı da alet ettin ya kendi it oynamış yonca tarlası kıvamındaki düşünce dünyana, daha da sana bir şey demiyorum…

Benim a grubu negatifliğim ya da balık burçluluğum Gregor Samsa’da olaydı, hem vallahi hem billahi diyorum ki; Gregor Samsa’nın bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak bulmasının ilk şaşkınlığı, korkutuculuğu geçtikten sonra baktı ki kanatları var ve uçabiliyor, kendini dışarı atar, güneş batıp da hava karardığında da gördüğü ışığa aldanıp işte o bahsettiğim evin dördüncü katındaki mutfak balkonuna dalar, Vecihi’nin Fikretlerin evinin duvarına çarpması gibi mutfak dolabına çarpar, tepe üstü gömülürdü bulaşık suyu dolu leğenin içine… O kadar netim yani…

İdil Eren

Yorum Yok

Yanıt yaz