Değersizleşme

7 Posted by - 9 Ekim 2017 - Ekim 2017

“…  halbuki ne zamandır birlikte yolculuk ediyorduk. Bense yeni fark ediyordum güneşten rengi solmuş, tereği yıpranmış şapkasını. Neden bir yenisini almıyor diye geçirdim içimden. Eni konu bir şapkaydı ve yenisini satın almanın maddi güç ile ilgisi yoktu.”

Jean Baudrillard, Tüketim Toplumu adlı eserinde günümüz tüketimin anlayışına eleştirel bir çözümleme getirmektedir.  Çılgınlık mertebesinde tecrübe ettiğimiz tüketim alışkanlıklarımızın bizleri nasıl çevrelediği, ihtiyacın değil de modanın ve popüler kültürün bu alışkanlıklara nasıl yön verdiğinden bahsedeler. Günümüzde birey ne kadar çok tüketirse o kadar saygınlık kazanmaktadır. Bu durum toplum içerisinde bireyin ayrıcalıklı yeni bir sınıf oluşturarak bu potada benzerleri ile yarış halinde olmasına sebep olmaktadır. Ne büyük yanılgı !

Kapitalizmin vahşileşmesi – Vahşi kapitalizm tanımı birçoklarınca kapitalizme gizli bir övgü niteliğinde kullanılmaktadır. Oysa kapitalizmden farklı olarak vahşi bir kapitalizmeden söz etmek büyük bir kandırmacadır. Günümüzde yaşanan, kapitalizmin bir evresi olarak vahşileşmedir.-  ile birlikte ivme kazanan tüketim alışkanlıkları her ne kadar farkında olmasak da birçok yönden bireyi hapseden, bireyin kendisini de bir tüketim metasına çeviren, cebinden parasını almakla kalmayıp geçmiş değerlerine de saldıran bir yırtıcıdır.

Bunu örneklendirmemiz gerekirse, satın aldığımız her metanın, üzerimizde kurduğu baskıdan bahsederek başlamak sanırım uygun olacaktır. Satın aldıkça bizi bir yenisini almaya iten toplumsal baskı bir yana, – ki bu ayrı bir yazı konusu olabilir- , satın alınan metanın davranışlarımız üzerindeki etkileri de hiç de azımsanmayacak kadar çoktur. Örneğin evde film izlemek için üye olduğunuz TV kanalı, yayınlarını yüksek çözünürlüğe çevirdiğinde, siz de televizyonunuzu değiştirme ihtiyacı duyarsınız. Ardından ses sistemini de yenilemek şart olabilir. Tüm teknik ekipman tamamlandığında artık gönül rahatlığı ile film izleyebilirsiniz. Oysa bugün deniz kıyısında bir yürüyüş için çok uygun bir gün, belki birkaç arkadaşınızla buluşarak boğazda çay içebilirdiniz fakat yapmayacaksınız. Ne de olsa o kadar yatırım yaptınız bu sisteme ve film izlemezseniz paranızın boşa gideceğini düşünüyorsunuz. Bu basit örnek biraz düşünülerek kolaylıkla çoğaltılabilir.

Tüketim alışkanlıklarımız sadece paranızı ve güneşli günlerinizi çalmaz. Satın alarak çoğalttığımız her eşya hem maddi envanterinizde hem de manevi dünyanızda değersizleşmeye yüz tutar. Akşam katılacağımız yemek için takım elbisemize uygun bir kol saati seçmeliyiz ve bir çift de kol düğmesi. Çekmecemizde birçok kol saati var, bazılarının pilleri bitmiş, bazılarının camı çizik. Kol düğmeleri de aynı şekilde kutular halinde çekmecenin dibindeler. Hiçbirini nereden, kaç liraya aldığınızı hatırlamıyorsunuz. Tek bir kutu var ki, içinde babanızın kol saati duruyor. Memuriyet hayatının ilk yıllarında, birkaç ay para biriktirerek Eminönü’nden satın aldığı, okula başlayacağınız sene rehin bırakıp kırtasiye alışverişini yapıp da aldığı ikramiye ile emanetçiden geri aldığı o saat duruyor çekmecede. Her dost sohbetinde bahsini açıyor, babanızın bu saati otuz yılı aşkın kullandığını, bunun ondan bir hatıra olduğundan dem vuruyorsunuz. Ne üzücüdür ki, geriye hiçbir hatırası olmayan onlarca kol saati bırakacaksınız, hiçbirinin değeri babanızın size bıraktığı kadar olmayacak. Belki çocuklarınız henüz doğmadan birçoğunu çöpe atacaksınız, olmayan hikayeleri ile birlikte.

Tüketim toplumu var olmak için nesnelere ihtiyaç duyar. Bu pencereden bakıldığında tüketim alışkanlıklarımızın, aile ekonomisine, manevi değerlerimize saldırdığı, bizi duyusuz birer nefes alana çevirdiği gerçeği yakıcı bir şekilde önümüzde durmaktadır. Kafka’nın “Huzur mu istiyorsun? Az eşya, az insan!” sözü de yarı yarıya doğrulanmış oluyor.

Dümeni kıyıya çevirdiğinde dönüp tereğinin altından bana baktı. Şapkası babasından yadigardı. Hava iyiden iyiye esmeye başlamıştı.“

Bay C

1 Yorum

  • sisifos 11 Ekim 2017 - 11:36 Reply

    üzerine günlerce konuşulup sayfalarca yazılabilecek bir konuya güzel bir özet

  • Yanıt yaz