Canım acıya acıya, kanımı akıtarak geçtim senden
İç organlarım tel tel delindi yukarıdan aşağı bırakılan kurşun gibi günlerle
Kafa gitti, sanrılarla uyandım, ruhum alt üst, bedenim tepe taklak
Bir maraton koşmuştum ben sana, son bin metrede depar attım
Yine de yetişemedim, eksik kaldım, eksi aldım
Sırdaş oldum kendimle, nöbetler geçirdim
Sözlerimi unuttum, çocuk oldum, gözlerine bakarken
Bir dönem Kral oldum senin zamanındı, şimdinin şaklaban soytarısı
En sevdiğim kelime “Bazen” oldu senden sonra
Hiçlik oyunları oynuyorum ben bu aralar
Gözlerim sözlerini, gözlerini, her bir zerreni arıyor
Dönersin, gelirsin diye lacivert halılar, ipek güller, plastik çakıl taşları koydum ben yoluna
Ama biliyordum, sen dönmezdin, iki insan zaten birbirine bu kadar geç kalamazdı
Merak ediyorsan eğer, arada kaldım ben
Arada yaşıyorum artık, arada düşlüyorum, arada nefes alıyorum; bayağı bir arada durumu var yani
Durmadan tekrar eden bir antrakt gibiyim, filmin konusunun hiçbir önemi yok
Zira yönetmen, yapımcı ve başrol de öyle
Dönüşüm, değişim, gelişim üçlüsünden hiçbir zaman haz etmedim
Sen yokken, durum böyle
Sen de ne var ne yok diye sormayacağım
Hala Ada vapuru yandan çarklı, sokaklar kalabalık, kadehlerimiz dolu
Fırıncı kadar sıcak yüreklerimiz
Ama kaldık işte, arada kaldık
El Arte
Yorum Yok