Balık Bahane

5 Posted by - 6 Nisan 2017 - Nisan 2017

Uzun yaz günlerinde erken bitirilen mesailer sonu, aylak dolaştığım balıkçı barınaklarında tanıştım onunla.  Gülüşsüz yüzü ve iri elleri ile bir balıkçının tüm özelliklerini taşıyordu. Tekneyi yıkarken bir süre yakından izledim, sular kayığın tozunu suya karıştırırken yüzünde hiçbir kıpırtı yoktu. Ağzından düşürmediği sigarasının uzayan külünü büyük bir ustalıkla taşıyordu. Konuşmayı başlatmak için söyleyebileceğim her sözcük, kayığın ve onun hiçliği içerisinden geçerek boşlukta kaybolacak gibi duruyordu.

Neden sonra, “bende böyle bir tekne bakıyorum” dedim. Sesin nereden ve kimden geldiğine o kadar umursamazdı ki, bir an kendimin orada olmadığı şüphesine kapıldım ama yılmadım.

“Tekne işinden anlamam da, oturup rakı içmek için bakıyorum”.

O zaman gözlerini teknenin arkasında duran ve daha sonra balıkla bira kokusunun harmanladığında ne kadar iğrenç bir koku bıraktığını tecrübe edeceğim buzdolabından kaldırdı ve bana baktı. Küçümseme ile hayranlık arasında geçen bu üç saniye ona ne düşündürdü bilemiyorum ama ardından beni tekneye davet ettiğinde başlayan bu arkadaşlığın bu kadar uzun boylu olacağını düşünmezdim.

Artık her hafta Agop’a uğruyor, giderken de elim boş olmuyordu. Bazen barınakta rakı, bazen menekşe açıklarına çıkar, bir yandan balık tutar bir yandan bira içerdik. Alkolün sarhoşluğu gece biter, teknenin sarhoşluğu ertesi güne devam ederdi.

Zamanla edebiyat, müzik, politika hakkında konuşmaya başladık.  Klasik balıkçı profilinden tamamıyla farklıydı Agop.  Özellikle müzik sohbetlerimiz ve sonrasında güçlü bariton sesi ile söylediği Anadolu türkülerini dinlemek müthişti. Zeybek türkülerinin onun için ayrı bir yeri vardı. Gökçen efem, onun sesi ile inip gelirdi inişten ve her yanları görünmüyordu gümüşten. Annesi vakti zamanında kilise korusunun güçlü kadın seslerindendi ve Agop bu meziyetini diğer tüm meziyetlerinde olduğu gibi annesine borçlu olduğunu söylüyordu. Babası onun için bugüne kadar sürekli mücadele içinde olduğu bir yakın akrabaydı sadece. Tekneye ilk adımını onunla atmış, balıkçılığı ondan öğrenmişti ama bazı anlaşmazlıkları deniz tuzu bile çürütemiyordu. Ölürse cenazesine gitmem derdi, sonra uzun uzun susardı. Kediler, kayığın kenarından bize bakıyor, mevsim kışa dönüyordu.

Arkadaşlığımız üç yıla yakın sürdü. Bir dönem haberleşemedik, uzak düştük. Sonradan öğrendim evi kapatıp kayığı ile Marmaris’e göçmüş. Babasını kaybetmişti.

Hikayeci burada defterini açtı.

“Kayık Menekşe boğazından çıkarken bir sigara daha yaktı. Kararını vermişti, babasını gömmeye gidecekti.”

 

Bay C

2 Yorum

  • El Arte 10 Nisan 2017 - 17:00 Reply

    Bu bir hikaye sanırım, anı değil

  • Josiah Rios 19 Ağustos 2024 - 03:54 Reply

    Did you know?

    Embracing sustainability is not just a trend!

    Be part of the change and revamp your space with sustainable solutions.

    Find out more here >>> https://www.missionnewenergy.com/news/renewable-energy-could-cause-summer-blackouts-in-michigan/

    Save money on maintenance while helping the planet.

    From energy-efficient appliances and smart technology, every step counts.

    Take the first step and see the impact!

    Stay ahead in sustainability.

  • Yanıt yaz