İşçi Sınıfı

3 Posted by - 4 Ocak 2017 - Ocak 2017

Hayat kırıklığımız vardı diye ikmale kalıyorduk aşkta.

Kaç sömestr yürek akıntısı yaşadık kimse bilmez,

elde peşkir, avuçta sımsıkı hasretlikler ile geçiyorduk,

bütün işçi sınıflarını.

işçiye AŞ/k ne hacetti,

başında devlet babası var iken.

Zaten sömürü  dediğimizde

kemirgen bir hayvanın vebalı düşü değil miydi?

atalardan çocuklara yadigar kalan

Sarı sarı liralara dönen hak satıcıları vardı

Sokak sokak sloganları olan

 

Ve

ihmale gelmez çocukluğunu atıp omzuna

pazar yerinde Can atıştıran,

menziline dudak büküp hedefini şaşıran

sahurda iman dileyen büyüklerimiz vardı

 

rüzgardan sakınan saça dolaşan bir martı tüyünü

Melek Cebrail’den hediye sanıp niyetlerini

Aşka devşiren kadınlar çoğaltıyordu

kendi kaderine sus pus banka memuru

 

Kimin daha fazla maaş ile zengin olduğunu sorgularken Azrail

Şeytan, araya iki günah daha sıkıştırıp

çoğaltıyordu, üç sevaba beş vakit can teslim eden müdürün sevincini

 

Sınıfı beş yıldızlı pekiyi ile geçmiş çocuğun gözyaşı dökülüyordu

Babasının yetiştiremediği kırmızı bisikletin selesine

Kaç mesai yapsa o kadar çok geliyordu

Hediyesi içinde su parası, ısınma yardımı, elektrik çarpması

Kim bir yağmur damlasını satıp da bir babaya

Ondan çocuğunun bisikletini alır şu dünyada

Kim ikmale kaldı diye ihmale getirip alır bir kız çocuğunun gülüşünü

 

Bütün suç

kendisine uyuyan işçinin midir?

Yoksa

Sınırsız hayat oyununda kendine senaryo yazma hakkı veren tanrının mıdır?

Bilinmez…

Hak/ları ikmale kalmış insanlık için yapılabilecek tek şey kalmıştır

Ruhuna El Fatiha…

 

Tali

Yorum Yok

Yanıt yaz