Müsaitsen

4 Posted by - 7 Ağustos 2017 - Ağustos 2017

Müsaitsen biraz gelebilir misin? Seninle konuşacak bir şeyimiz de yok aslında ama sadece görmek istedim. Derin bir melankolinin içindeyim, özledim seni. Yani aslında ben “seni görmek istediğimi bil” istedim. Sonra senin de aynı anda beni görmek istiyor olma ihtimaline katlanamam mahşer yerinde. O yüzden bir sorayım dedim, belki sen de… Gelmezsen biraz acıtır, sonra özlemin acısına karışır diner dedim. Dinmez ama alışılır. Alışılmaz da aslında ya neyse… Pişmanlık daha zor…

Müsaitsen biraz gelebilir misin? Ben çok karıştım, kendimi bulmak için yola vurdum kendimi. Karanlık sokaklarında şehrin, yürüdüm saatlerce, kayboldum yine. Yarım aklımla burayı buldum sadece; olmak istediğim yer, evim. Beni olmam gereken yere götür, en azından tekrar kaybolabilmemi sağla. Sonra belki biraz uyuşukluk gerek bana, evimi dahi hatırlamamak için.

Görmek istemezsen de, müsait olmadığını söyle. İçimdeki çocuğu yollayayım sana önce, maniniz yoksa vs. dedirttireyim. Bir işin olduğunu anlat ona. Ben duymamış olayım bahanelerini. Duyarsam kanamam belki. İçim sana çocuk, “peki” dilinin ucunda; bana ergenlik çağında odasından çıkmıyor.

Vaktin yoksa bile belki karşılaşırız diye dolaşıyorum sokaklarda. Tesadüflerin özrü yoktur, tanrı misafiri mutlulukları buyur etmek düşer ikimize de… Bazen hile yapıp gidiyor olabileceğin yerlere uğruyorum karşılaşabilmek için, olmuyor.

Müsaitsen özledim ben seni, yani özlediysen müsaidim ben. Yani… Bir özlem, bir müsaitliği bekliyor içimin tenhasında senden habersiz. Anlatacaklarımı, anlatamayacaklarımı aldım geldim bekliyorum. Orda mısın?

 

Uzak

Yorum Yok

Yanıt yaz