Ölümü Görme Çocuk…

3 Posted by - 7 Ağustos 2017 - Ağustos 2017

Bir serçenin kanadında nöbete durmuştu sevgi

Ve bir papatyanın yapraklarına doğrultulmuş süngünün ucundaydı aşk

 

Savaşlar çıkardı

penceresinde vurulan ebegümeciye ağlardı çocuklar

Kuzgunlar gözyaşı dökerdi pencerenin sundurmasına diz çöküp

Uyanma diyordu güneş

Ben mecburen doğuyorum her yeni güne

Ama sen uyanıpta ölümü görme çocuk

 

Çocuk gülüşleri saklardık

Perdeler ardında

ve sırrımız

gülümsemelere çalakalem boyardı  kendisini

 

Başında beresi

Omuzunda yıldızları ile askerler girerdi avuçlarımıza

Palaskasında

Palyaçolar asılırdı

İki gözü iki çeşme umut taşırdı içeriye

Bilirdik

Aşk

Ancak ölüme doğru bir adım attığında

açardı insanın kapısını

ve

Çam sakızı çoban armağanı toprak taneleri düşerdi

Postallarından içeri

 

Yelkenlere binip giderdi

Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa’sı

Dur derdi

Kullanma o renkleri bu dünyanın göğsünde

Hangi ressam karmışsa boyasını dünyanın

Bir maviye

Bir yeşile dönerdi

fırçaya benzeyen düşüncelerin izleri

 

Misketler düşerdi tırnak aralarına

Kokusunda uyurdu

Süt emziren annelerin göğüsleri

Biliyordu Gorki

Bütün devrimlerin sebebinin

“Ana” olduğunu

Bu yüzden

Yüzünde hatıralar biriktirirdi kadınlar

Ana’nın düştüğü tren garındaki

Soğuk taşlardan

 

Aşk

Kaçtığın kapılar ardına asılmış

Terli gömleğin üzerindeki sevgili kokusu gibiydi

Umarsız bir fahişe gibi uzanıyordu

Sararmış yastık kılıflarına

 

Parmak arası terliklerle

Karşılıyordu

Kafasına yeşil orman takmış askeri

Bacak arasında siyah bir hayale göçüyordu

Omuzunda iki çentik olan

 

Verebileceğin ne var diyordu

Gökten bir ses

Berdel olarak oğlunu sunuyordu

Adam

Ve

Taşın gövdesine yatıyordu iki boynuzlu bir can

Bilemeden teslim etmişti

Kendisinden sonra gelecek herkesin

Boynunu kıldan ince kılacağını

Âdem biliyor muydu

Bir tek aşk için

Bütün insanlığın sürgün yiyeceğini ömrü boyunca

Öyle bir ölümdü işte çalan kapıyı

İçeri buyur etmeden

Gidiyordu ya şu kimliğinde

İnancı olmayan densiz

En çok onun varlığı yakıyordu

Bütün sevileri

 

Tut Azrail’in ellerinden demişti

Kitap

Oysa ben

Ruhuna binip göç eyledim terki diyar aşklara…

 

Tali

Yorum Yok

Yanıt yaz