Martin Buber’in Diyalog Felsefesi

4 Posted by - 6 Nisan 2017 - Nisan 2017

Diyalog felsefesinin en önemli düşünürlerinden olan Martin Buber Dinsel varoluşçu felsefeyi temsil eder. Buber’e göre,Hakikat Ben ve Senin karşılaşmasından zuhur eder.

Onun felsefesi ”ilişki”dir. Diyalog karakterli ilişkidir. Gerçeklik, hakikat tek başına sahip olunan ve zihinsel olarak inşa edilen bir şey değildir. Doğal birliktelik vardır ve kendini dünyaya ifade etmek esastır. İnsan ilişkilerinde istikamet birlik ve bütünlük olmalıdır.

İnsanlar arasındaki ben-sen ilişkisi ebedi Sen’le olan ilişkiden doğar ve nihayetinde O’na varır ve O’nda toplanır. Tanrı konuşur.Tüm Evren konuşur.Bu durumda “sen” hem tek tek insanları hem de kocaman bir dünyayı ifade eder.Ve “ben” her “sen” deyişinde bu dünyanın bir parçası haline gelirim.

Buber’in dinsel varoluşçu felsefesine göre, Diyalog varlığımın devamıdır. İlişkiler ağının ve insanlığın temel koşuludur .Bu diyalog , “sen” de ebedi seni bulur.

İnsan benliğinin en içteki gelişimi pek çoklarının zannettiği gibi kendimizle kurduğumuz ilişkiyle olmaz. Öteki tarafından mevcut kılınmakla ve onun tarafından mevcut kılındığımızı bilmekle olur. Felsefesini kısaca özetleyecek ifade“ Ben Sende Oluyorum”dur.

İnsan kendisini ancak öteki dediği “sen “de görebilir, bilebilir, tamamlayabilir . Onun diyalog felsefesi ,”Ben-Sen” ilişkisini, gerçekliğin doğasını, kişisel diyaloğun nasıl tanımlanabileceğini tasvir eder.İki varlık adeta birbirlerinin içinde akar,birbirine bütün varlıklarıyla hitap edip,cevap verirler.Evreni birbirlerinin ışığında görürler.Katılımın olmadığı yerde gerçeklik yoktur.

Buber’e göre din ben-sen dualitesine dayanır. Ben-sen ilişkisi en yüksek yoğunluğunu ve tezahürünü sınırsız varlığın mutlak kişi olarak partnerim olduğu dini gerçeklikte bulur.Tanrı ile insan arasındaki bu diyalogda her bir taraf diğeri için bir “sen” olur. Diyolojik olan ,diyalektik olandan öncedir. Çünkü diyalojik olan,insanlar arası”ara” denilen bu kategori insan varlığı için en büyük şanstır.Ben ile senin karşılaşmasındaki asıl mekan,bu “ara”. Ara kategorisiyle Buber varlık kategorisi arasındaki uçurumu aşmaya ve insanların karşılaşmasını sağlamaya çalışıyor.

Ona göre bir tek gerçek varlık var.  O da “ ben”ile”sen”in arasında.Gerçek felsefe,benden çıkıp sene yönelir. Buber’in “sen alemi” dediği ilişkidir.Başlangıçta ilişki vardı.İlişki olmadan insan olmak mümkün değil der.

Gerçeklik; Ben ile senin ilişkisinden çıkan şeydir. Anahtar sözcük ise diyalojik karekterli ilişkidir.”Ben” “Sen”e “Ben” olmak, kendi olmak için muhtaçtır.Ben ve sen kendi somutluğundan hiçbir şey kaybetmeksizin bütün varlığıyla ilişkiye katılır;birbirlerini diğer taraftan görürler ve birbirlerini gerçeklerler.

Özgürlüğün içini dolduran şey,kişisel sorumluluk,karşılıklı iletişim ve birliktir.Bir bireyin kişi olabilmesi,bu anlamda bir özgürlüğü,yani ben-sen ilişkisini gerektirir.

İnsanın insan olması  kendini bilme,anlama yolunda “Diyalog” etkileşim esastır.İnsan kendini ancak bu karşılıklı etkileşim,ilişki sayesinde bilebilir.Bu Tanrısaldır.Ötekine dokunmak,tamamlanmak aslında ezeli ,Tanrısal bir durumdur çünkü, bu açılım ve etkileşim sayesinde insan Tanrısal varlığının farkına varıp,keşfine çıkabilir.Ancak hayatı karşımızdakiyle etkileşime girdiğimiz surette kutsallaştırır ve Tanrı ile karşılaşırız.Buber’in dinsel varoluşçu felsefesi için,kurumlaşmış,dogmatik din anlayışına karşı insanı ve insan ilişkilerini merkeze alan ve her açıdan sorgulayan bir felsefe diyebiliriz.

Kaliope

Yorum Yok

Yanıt yaz