Bitmiş bu şiir, başka mısra gerekmez
Seni bana getirmeyen gecenin sonu başka bir geceye bağlanır da
Haydarpaşa civarında, bir sarhoş eksik bir sarhoş fazla
Benim olan soluk bile bana gerekmez
Karantinaya alınmış hayat, öksüz bir çocuk gibi gözlerinden akar gider
Sen viran, ben perişan, diğerleri iç güveysinden hallice
İflah olmaz duygularının esiri olmak bana gerekmez
Kapatmışım Samatya’daki meyhaneyi tek başıma, yokluğunda dolduruyorum kadehleri
Şişenin içinden boş gözlerle, biraz izafiyet biraz manyetik tınlaşım düşünmüyorum!
Çok ciddiyim seni hiç ama hiç düşünmüyorum…
Bu saatten sonra geri dönmen, geldim, yettim demen bana gerekmez
Post modern bir pavyon kültürüyle yoğrulduğumuz bu batakhanede
Sabrımı zorlayan zürafa adımları attıkça
“Sev”sizliğin sınırlarında geziniyorum
Marmara’dan Karadeniz’e geçen gemiler gibiyim
Öyle sıkıntılı, depresif, umutsuz, bitik ve çokça yitik
Yeniköy civarından denize bakmak bana gerekmez
ikinci kadehin ikinci yudumu gibi, çok isteksiz başlamıştım ya sana
Hani hiç içesin yoktur da o ikinci kadeh ikinci yudumdan sonra
Böyle bir gözünün feri açılır, bir canlılık gelir, çıpır çıpır olur ağzın
Doldur be meyhaneci, beni talan etme, yaralı kalbimle
Dört yapraklı yoncanın üçüncüsü bana gerekmez
Senin varlığın mükemmeliyet, ama yine de bana gerekir mi bilinmez
Göçmen kuşların ki olur, ama şahsın, şahsiyetin, varlığın, bana gerekmez
Seni vicdanın affetsin, benden af sana gerekmez
Özgür Gökyer
ozgurgokyer@gmail.com
Yorum Yok