Varolmuşluğun Izdırabı

4 Posted by - 4 Ocak 2017 - Ocak 2017

Her şey boş geliyor bazen insana; köşedeki esnaf köftecisinin dizi kanayan sandalyesi ya da hemen yanı başındaki köhnemiş bina tadilatının aciz yansıması gibi. Ansızın gözün karşı kaldırımda ki simitçi amcaya takılıyor ve o an adamın bedeninin donduğunu bu soğukta çok rahat hissedebiliyorsun ve çaresizce bakıyorsun. Zihninden geçerken yılların fotoğraf sahneleri, çoğu canını acıtsa da büyük bir hevesle devam ediyorsun kendi boşluğundan yürümeye. Kırılabilme endeksin gün geçtikçe azalırken başka pencerelerden bakmak istiyorsun hayata kâh istediğini buluyorsun kâh yel değirmenlerine karşı savaşıyorsun. Tüm Dünya’nın üstüne geldiği yetmiyormuş gibi bir de seni 30 senedir tanıyan biri geliyor üstüne başına her yerine sıçrıyor gittikçe kirleniyorsun bu kördüğümün içine saplandıkça saplanıyorsun. Zamanın kalmamış, sabrın kalmamış ve en önemlisi gidecek bir yerin kalmamış kendini kapana sıkışmış gibi hissederken tüm Evren üstüne geliyor ve sen hala sadece bakıyorsun. Bakıyorsun kalbi kırık bir yalnızlık içinde ve hala bir adım atmıyorsun, çünkü sen busun; adım atarsan eksileceğini düşünüyorsun. Viran olmuş gitmiş yılların peşinden şarkılar söylüyorsun, yaptığın hataları, ödediğin ve ödemekte olduğun olacağın bedelleri hiç bilmiyorsun. Hep nezaketle devam etmek istiyorsun, böyle devam edeyim diyorsun ama buna da insanlar izin vermiyor. En büyük silahın olan zekânı kullanamamışsın bugüne kadar ve bu canını çok acıtıyor. Yarım yamalak düşüncelerin içinde, çıplak bir beyinle koşuşturup duruyorsun kime nereye çarpacağını bilmeden ve yine her zamanki gibi eksilerek. Birçok şey var söylemek, haykırmak istediğin ama susmak zorunda kalıyorsun ve galata rıhtımı gibisin onun gibi kalabalık ve onun gibi boş. Hayallerin vardı, güzel ÜMİTLERİN, nahende sabahların olacaktı olamadı. Hala daha bu köhnemiş hayata devam ediyorsun, aslında hiç istemeden çünkü diğer perdeleri artık tahmin edebiliyorsun. Bir resme bakıp donup kalıyorsun, o resim sana çok şey ifade ediyor ama tamamlayamıyorsun cümlenin devamını, bir hayale dalıyorsun. Daldığın hayalde, güzel günler var, güzel bir gelecek var, renkli rengârenk bir yaşam var ama sana inandırıcı gelmiyor. Arkanı dönüp gidiyorsun, mücadele gücün kalmamış, bitkin ve yılgınsın, aslına bakarsan pek inancında yok. Şimdi diyorsun Büyükada’da bir meyhanede olsaydım, denizin kıyısında, eş, dost ahbaplarla ne güzel de maniler söylerdim, ne hikâyeler anlatırdım.
Ah diyorsun Sezen’in dediği gibi ne kahraman ne cesur ne güzel çocuklardık, güz güneşinden hüzünlü, ilkyazdan şendik.

 

El Arte

Yorum Yok

Yanıt yaz