Nokta

8 Posted by - 6 Nisan 2017 - Nisan 2017

Savaşta – barışta ,  sürgünde – memlekette  , hastalıkta – sağlıkta , varlıkta – yoklukta , sebebini ya da sonuçlarını düşünmeden çoğalır insanoğlu. Her kadın ve her adam  zamanı geldiğinde çocuk sahibi olmak için  istek duyar.

Afrika’da gözünün önünde komşusunun bebeği açlıktan ölen hamile kadın , bir yudum su içebilirsem sütüm gelir umuduyla  doğurur  belki bebeğini ama ilk bebeğini kaybeden Afrikalı kadın da hamile kalır yeniden. Empati kuramadığı gibi yaşadıklarını da unutabilir insan. Doğan bebeğinin ağladığını duyamaz bir başka kadın bomba seslerinden belki, bir başkası tarlada göbeğini taşla kestiği bebeğini emzirip, sırtına bağlayıp devam eder işine, şehrin ortasında doğum izni bittikten sonra en kıymetlisini kime emanet edeceğini bilmeyen kadında doğurur, dünyaya neden geldiğini bilmeyen  de. Bütün hafta çalışıp hafta sonu sosyalleşen karı – koca,  hayatın anlamsızlığından söz edip dokuz ay sonra bir başka canı  dahil edebilir bu sohbete .Kaldı ki tüm şartların tastamam olduğu durumlarda dahi  başlı başına  çeşitli sürprizlere gebe bir durumken ,her şey yolunda gitse bile,uykusuz geceler , ufak tefek hastalıklar , kakalı bezler , kusmuklar ,endişeli bekleyişler cepteyken  bu sürece balıklama dalar insan. Artık hayat  ikiye ayrılır , bebekten önce , bebekten sonra…Üstün körü bakıldığında bencilce ya da ahmakça gelebilir çocuk sahibi olmak  ya da belki üstün körü bakıldığı için yapılan bir şeydir. Dünyadaki bütün anne ve  babalara neden çocuk yaptıkları  tek tek sorulsa da  net bir cevap alınamayacaktır sanırım. Neslini devam ettirme  güdüsü  , hayata anlam katma telaşı , çok istedim , çünkü böyle olur , herkes böyle yapar , ikimizden bir parça , ölümsüzlük arzusu , bilmem  , nasıl yani gibi havada kalan cevaplar.İnsan doğar , büyür ,ölür ,arada ki  verimli  çağlarında da çoğalır,bu kendiliğinden olmazsa aklına  gelen her yola başvurur , amaç haline getirir hatta  bazen  saplantıya dönüştürür , tüm zamanını, tüm enerjisini, tüm parasını bu yolda harcar da  kolay  kolay  vazgeçmez.       Yalom  bir  kitabında  ebeveyn kaybını’ obje kaybı ‘ çocuk  kaybını ‘ proje kaybı’ olarak tanımlar. Anne veya baba kaybı geçmişe , çocuk  kaybı geleceğe dairdir. Yani çocuk insanın projesi , geleceğidir.  O halde bu bakışa  göre , anne  babalarımızın dünyaya kazık çakma arzusunun sonuçlarıyız da denebilir.Bu  mantık hatası içermeyen  fakat  duygusuz  bir çıkarımdır yalnız evlat söz konusu olduğunda duyguların göz ardı edilmesi neredeyse imkansızdır .Acı , keder , mutluluk , kıvanç , utanç , coşku , hüzün , endişe , endişe , endişe … Hangisiyse o an hissettiğin en yoğunudur . Başka hiçbir proje, hiçbir ürün , hiçbir eser bu kadar yoğun duygular yaşatamaz insana . Zaten  bu mantıkla verilen  , üzerinde düşünülüp artıları eksileri hesaplanan  bir  karar  olsaydı  dünya bu yıllara bizsiz gelirdi büyük ihtimalle.

Hem  sadece biz değil ki  hayvanlar , bitkiler , hücreler  her şey çoğalır da çoğalır. Kaldırım taşlarının  arasından  çıkıveren bir ot   konuşamasa da vazgeçmemeyi öğütler. Vazgeçme , diren ,  mücadele et , çoğal. Diyelim ki  bizim basiretimizi bağlayan temel  duygu  evlat sevgisi  peki ota n’oluyor ? İnatla çatlayan tohum bahar gelince balkon fayanslarının arasından da olsa  güneşe  çıkar,  üstelik bildiğimiz kadarıyla hayatta onu bekleyen herhangi  bir haz,  mutluluk  ya da ödül  yok . Geliş sebebi  kendisinde yüklü olan bilgiyi aktarmak , giderken yapabileceği tek şey de önümüzdeki yıl için  tohum bırakmak. Aslında konu, üzerinde  geriye doğru düşünüldüğünde  büyük patlamaya  kadar  gidebilir. Her ne kadar bir teoriye dayansa ve  bir ayağı çukurda olsa da  ihtimal dahilinde bir cevap olarak aklımızın bir köşesinde durabilir en azından . Teoriye bakılırsa  kabına sığmayan, yüksek enerji düzeyinde, bilgi  yüklü   küçücük bir nokta  değil mi hepimize  sebep  olan?   Tüm evren aynı maddeden oluşmuşsa  şayet  kabımıza sığamamamız , sorgusuz sualsiz çoğalmamız , kendimizde yüklü  bilgiyi  başka bedenlere aktarma eğiliminde olmamız  şaşılacak bir şey olmaktan çıkar . Acaba her birimiz  evrime   hizmet  eden güdümlü  noktalar olabilir miyiz ?

Mavi

Yorum Yok

Yanıt yaz