Merdivenli söğüt taşı tayyare
Uçmuş konmuş bir ada vapuru penceresine
Öyle isli, öyle soğuk, öyle kirli bir pencere
Kıyısı köşesi sararmış, yaşanmışlık gibi
Kim bilir kaç kişi ne umutlarla
Ne yağmurlarda bakmamış o pencereden
Şimdi Alsancak’ta bir akşam altı düşlüyorum sensizliğinle
Kalın atkılı bir kadın devşiriyor beni heybetli gövdesiyle
Aşkın şanından bazı kifayetsiz terimler gölgesinde
Vurup gidiyorum o asi iklime tersten
Biraz sesli, biraz müzdarip ama oldukça bilinmedik
Geliyorum kapına 30 Şubat’ta
Sana söz geliyorum
El Arte
Yorum Yok