Kedigiller

11 Posted by - 5 Mart 2017 - Mart 2017

Elimde kahveyle bir köşeye oturdum. Caddeyi izledim. Kalabalıktı, ne kadar çok kedi vardı… Kedilerin çokluğu kalabalık sayılmaz mı aslında? Bu kadar çok kedinin arasında nasıl yalnız hisseder insan kendini? Aslında sevmem de kedileri. Ben kedileri sevmem, kediler de suyu. Suyun benle bir problemi yoktur inşallah… Bir kap buldum. Su koydum içine. Pisileştik biraz. Geldi bir tanesi… Demek ki sevmediğin şeyler de kıymetli olabiliyormuş bazen.

Mavi ya da kırmızı olmayan tarafsız köşedeydim hala. Kucağıma alıp sevdim önce. Sonra da yere bıraktım, oynaştık kediyle. Yanlış oldu böylesi. Oynamak fiilinin işteş halinden yaptık daha doğrusu. Lafı nereye çeksen  oraya gidiyor. Beni de nereye çeksen oraya gidiyorum. Laf mıyım neyim? Yok benden gaf daha iyi olur. En büyüğünden, en söylenmemesi gerekeninden. Gümüş pazarında yaşıyorken, altın sessizliğinde ve yalnızlığında olurdum sözlüklerde.

Biraz daha kahve içtim, kedi de biraz daha su içti. İçimizden akıp gitti hayat. Benimki zift gibi karanlık, onunki berrak. Ben kahveyi kendime çektim devirdim kafama. O suya gitti, su durdu yerinde, o boynunu eğdi önünde. Başka dünyaların varlıklarıydık sanki. Aslında aynı caddenin varlıklarıydık da, başka dünyaları yaşıyorduk. Caddeler birbirine karıştı. Ben biraz daha kahve içtim.

Başka bir kedi daha geldi yanımıza. Siyah renkli, yeşil gözlülerinden. Ürperiyor insan siyah ister istemez. Bilinçaltı kabarık küçükken izlediği filmlerden. Her canlıya ırkçıyız mı ne? Kedilerin öyle bir derdi yok gibi. Aynı caddede yaşayabiliyorlar en nihayetinde. Siyah adamı beğenmeyenler siyahlar giyip sokağa çıkıyorsa, sorun renkte değil. Anlamak zor. Belki evrim devam eder de kedi oluruz günün birinde.

Yakın meridyenleri paylaştığım çoğu türdeşim uyuyordu şu anda. Sokak hala kalabalık kedilerle. Zaten sevmem kedileri. Kalkıp gideyim en iyisi…

 

Uzak

Yorum Yok

Yanıt yaz