Eylül Suskunluğu

8 Posted by - 13 Nisan 2018 - Nisan 2018

Yokluğun
Kederli gülümsemelerin
Gamzesinde sağaltıyor
Şimdi kendini.
Eylül’e küskünlüğümüzde
Böyle bir sonbahar sabahına
Denk gelmişti, anımsa…
Göçmen kuşların ardından
El sallarken o sabah,
Kargaları sevmeye karar
Vermiştik biz seninle.
Avcumuza sığmıyor diye
Hani güneşi de fırlatmıştık
O gün denize.

Sonra Nevizade’li akşamlarımız
Olurdu kederlendiğimizde.
Efkarları ortalığa dağılırdı
Anason kokulu dostların.
Masalardan masalara içli
Türküler ısmarlanırdı.
Biz seninle uzaklara sövüp,
Göğsümüzde yetiştirdiğimiz
Kor çiçeklerini
Sulardık gözlerimizle.

Hani sen aşkı betimlerdin
Memleket derdin
Ben aşka kalbim derdim
Susardık…sonra sen
Dudaklarındaki sancıyı
Alnıma konduruverirdin.

Sen hep kısa şiirleri okumayı severdin
Bense senin sevdiğin kısa şiirleri
Uzuun uzun okumayı severdim.
Anımsa…

Düşlerimiz zehirlenmesin diye
Karbonmonoksitsiz ortamlarda
Sevişirdik seninle,
Bu yüzden kış bastırdığında
Sevmekten vazgeçerdik birbirimizi.
Nefesinde ısındığım
Her gecenin sabahında,
İpekten bir kefene sarıp
Cami avlusuna terk ederdim ümitsizliğimi.
Sonra yalınyürek kaçardım
Yanında unuttuğum kendimden.

Ah sevgilim,
Şimdi yokluğunun manifestosunu
Yazarken kalbim,
Varlığının eşiğinden içeri
Atamıyorum kendimi.
Ve artık
Yokluğum yokluğuna denk geliyor
Tanrıların elindeki terazide..

Sevda Özden

 

 

Yorum Yok

Yanıt yaz