Bazen, belki, yani…

6 Posted by - 6 Nisan 2017 - Nisan 2017

Kapı çalındı, adam kapıyı açtı. Böyle zamansız gelme adetleri yoktu aslında ,kadın içeriye girdi.. Ortalık dağınıktı. Gözlerinden bir karmaşa okunuyordu. Toparlandılar biraz. Ezberlenmiş selamlama cümleleri poyraz gibi esiyordu odanın içinde. Isınmak için kahve içelim dedi adam. Kadın Elinden tuttu, oturdular. “Biliyor musun? bazen…” diye bir cümleye başladı kadın. Genel geçer sevda kurallarından sıyrılıp geçmek içindi “bazen”ler… Kadın konuşmaya devam etti, adam duymamaya…

Kadının “belki de” demesiyle irkildi adam. Zamansız “belki”lerde gizliydi ayrılık. O güne kadar aklına getirmediğin ihtimallerin ilk kıvılcımı bu kelimeyle çakılıyordu. Adamın kupkuru kesilmiş ruhu alev almaya meyilliydi zaten… Kadının ağlamaklı gözleri söndürmeye isteksiz… Kelimeler yetmiyordu, nerede duracağını bilmeyen elleriyle anlatmaya çalışıyordu. Ayrılık dediğin anlatılmıyordu, yaşanıyordu.

Uzun karmaşık cümlelerin ardından gözlerini yere devirip sessiz kaldı kadın. Adamın gözlerinin önünde, kadının alnı ve üzerine düşmüş birkaç saç teli kalmıştı. Adam göğüs kafesini oynatmadan kısa kısa nefes alıyordu. “yani” dedi kadın. Adam, dudak hareketleriyle sesi duyması arasındaki zaman farkını hissetmişti sanki. “yani”nin ardından gelecek kısa sevimsiz cümleyi duymak istemiyordu adam. İnsanın kulaklarını kapatmasının, gözlerini kapatması kadar kolay olmaması ne kötü… Kadının paragraflardır anlatamadığı kafa karışıklığını sıkıştıracağı kısa cümlede büyük hislere yer olmayacaktı. Olmadı… Yolcu etmeye izin vermeden, hızlı adımlarla gitti kadın.

Adam aynı yerde oturmaya devam etti. Bazen insan diyecek bir şey bulamıyordu. Sadece dinliyordu ve akışına kapılıyordu hayatın. Belki en doğrusu da buydu. Kabullenmek ve geçmesini beklemek. Yani biraz susmak…

 

Uzak

Yorum Yok

Yanıt yaz