Herkese Sanat

5 Posted by - 4 Ocak 2017 - Ocak 2017

Sanat; galerilerde, kulislerde, balolarda ve barlarda anlamı bulunacak bir kavram olmaktan çıkıp okullarda, kahvehanelerde ve sokak sergilerinde tanımlanan bir yaşam şekline dönmek zorundadır. Sanat kavramı; sanatçı, halk, siyasetçi, burjuva, orta sınıf ve elit tabaka diye nitelendirilen kitleler tarafından farklı tarif edilmekte, değişik amaçlarla kullanılmaktadır. Kimi grup ve sınıflarda bir gösteriş amacıyla sanat ile iç içe bir görüntü sergilenirken, kimisinde ise sanat gereksiz bir tanım olarak yer almaktadır.

Aslına bakarsanız insan doyduğu müddetçe sanat ile ilgilenmeye başlamakta en azından günümüz Türkiye’sinde görünen manzara bu -tabi bu tanımdan şu sonuç çıkmamalı yoksul insanlar sanat ile ilgilenmez- insanlar temel ihtiyaçlarını giderdikten sonra sanata yönelmeye başlamakta. Sanatı alt sınıfa indirebilme gücünü gösterebilen sanatçılar artık giderek azalmaya başladığı için bu sınıfın sanata ulaşma şansı da artık kalmamış oluyor.

Basit anlamda teatral etkinlikler, küçük sahne gösterileri, minik konserler ile halkın bu tabakasına ulaşabilmekte sanat kavramı.  Sanatçı –görsel sanatlar ile uğraşan sanatçılar- yaşamını devam ettirebilmek için orta ve üst sınıfa hitap etmeyi tercih etmeye başlamıştır. Hoş işçi ve memur sınıfının bir sanat eserine sahip olma isteği, gücü ve düşüncesi hangi dönemde açığa çıkabilir belli olmaz lakin bir yağlı tabloyu satın alabilme isteğiyle sanat galerisine giren ve elindeki cüzi miktardaki bir tutar ile resim almak isteyen biri çıkar mı? Çıkarsa sanatçı nasıl yaklaşır görmek gerek.

Sanat kültürünü aile içinde alamayan bireylerin bu eksikliğini eğitim sürecinde gidermesi gerekirken, hem eğitim sistemi hem de siyasal yapılanmalar bu yöndeki çalışmalardan uzak durmaları yüzünden her zaman bir açık olarak kalmıştır. Sanat; düşündürtmek, eyleme geçirmek ve yorumda bulunmak konusunda insanların ufkunu açan bir yapıda olduğundan tehlikeli olarak görülmesi ve desteklenmemesi iktidarlar açısından normal bir davranıştır. Burada aydın ve sanatçı duyarlılığının devreye girip, sanatı geniş kitlere yayacak mahalle seviyelerinde çalışmalar, eğitimler ve etkinlikler ile sanatı halka indirgemek ve anlatmak gibi temel eylem planlarını hayata geçirmeleri gerekmektedir.

Sanat; galerilerde, kulislerde, balolarda ve barlarda anlamı bulunacak bir kavram olmaktan çıkıp okullarda, kahvehanelerde ve sokak sergilerinde tanımlanan bir yaşam şekline dönmek zorundadır. Bu doğrultuda sanat etkinlikleri organize eden sivil toplum kuruluşlarının desteklenmesi ve bir adım ileriye götürecek çalışmalarla geniş kitlelere ulaşılması sağlanmalıdır.

Sanat her kim için olursa olsun, onu görüp yorumlayacak ona anlam katacak ve kendisini onda ifade edecek bir toplum olmadıktan sonra anlamsız ve kısır döngü içerisinde yer alan bir kavram olmaya devam edecektir.  Ve;

Sanat, sanatı anlayacak toplumları ortaya çıkarmak içindir.

Sanat, topluma kendini ifade etme ve dışavurumu sağlayacak eylemi koyma yeteneğidir.

Sanat, sanatı yaymak için gönüllü olarak yola çıkanlar içindir.

Sanat, siyasi iktidarların maşası değil, onları doğru kararlar almaya yöneltecek fikirlerin ve sanatçıların odağıdır.

Sanat ile farkındalığın olduğu bir gelecek için sanat ile kalın… Yaşasın harekete geçmenin güzelliği…

Tali

3 Yorum

  • El Arte 4 Ocak 2017 - 18:52 Reply

    tali , ters ağaçtan sonra iyice kızmışsın sanırım 🙂

  • sisifos 8 Ocak 2017 - 12:44 Reply

    Yazıda bahsi geçen en büyük çıkmaz sanırım insanın doyması ve temel ihtiyaçlarını giderdikten sonra sanata yönelmesi konusu. Özellikle marksist teoride kendini gösteren insanı ekonomik bir denkleme indirgemek çabası insan doğasını anlamamızdaki en büyük engel gibi görünüyor. Geçmişte karnını doyuracak bir parça et ve ısınacak birkaç parça yakacak odun insanı doyurmaya yeterken bugün evler, yollar, arabalar ve iPhone’lar insanı doyurmaya yetmiyor. İnsan doğasının doymak bilmez aç gözlülüğünü açıklayabildiğimizde bu soruların cevaplarını daha net bir şekilde görebileceğimizi düşünüyorum. Günümüzde her ne kadar bu iki yapı birbiriyle yakından ilişkili gibi görünse de tarih bunun tersi bir çok büyük sanat eseri ve sanatçı hikayeleriyle doludur. İnsan temel ihtiyaçları konusunda önce kendine ve kendini çevreleyen varlığa dönüp üzerine düşünmeye başlamadıkça bu çıkmazdan kolay kolay kurtulabilmesi mümkün görünmüyor.

    • Bay C 10 Ocak 2017 - 11:46 Reply

      Marksist teorinin insanı ekonomik bir denkleme indirgemesi fikrine tümden katılmamakla birlikte, tüm hakim ideolojilerin kendi sanatını yarattığı, bu pencereden bakınca marksizmin sadece sınıf çıkarları üzerine eserler vermesi bence de eleştiriye açıktır fakat bütünüyle indirgemeci demek, yaratılmaya çalışılan marksist estetiğe haksızlık olur.

    Yanıt yaz