Alışmak

4 Posted by - 6 Mayısıs 2017 - Mayıs 2017

Hem zehir hem panzehir , hem hastalık hem ilaç , hem dert hem deva  insanca ama  en az insana yakışan, karşı koyulamaz bir durum alışmak.

Fiziksel ve zihinsel olarak alışırız  yeni olana . Alışmazsak katlanılmaz olabilir  yaşamak  fakat alışmakta  katlanılmaz  değil midir? Canımız yanmaz mı alışırken ,  hain  hissettirmez mi  kendimizi ,içimizdeki  anlamsızlığı   büyütmez mi  ?  Aşka da alışırız  acıya da , iyi olana da alışırız kötü olana da, hastalıklara , savaşlara , ölümlere , diktaya , sıcağa , soğuğa , açlığa , sevmeye , sevdiğimize  ,yeni aldığımız son model arabaya , çok çalışmaya ya da tembellik etmeye…  Alışırız ,unuturuz ,geniştir midemiz  yuttukça yutarız.  Ne güzel anlatmış Ferit Edgü;

Alışmak ,hiçbir zaman ve hiçbir durumda istemedim bunu

Alışmak boyun eğmek demektir

Bir şeye alışan kişi her şeye alışabilir

 Zindana , işkenceye ,çaresizliğe ,ölümlere ,eşitsizliğe …

Belki  tam da bu  sebepten öfkelendirir alışmak.  Çocukken şaşırdığımız ,hayretle izlediğimiz bir çok  şeyi  sıradanlaştırır ,alışmak şaşırmamaktır , şaşırmamaktır da  çocuk gözyaşlarımızla ıslanan yastıklarımızı kurutan da odur.

Başkalarının hayatlarını izlerken eğer bizim yaşamadığımız türde bir sıkıntısı varsa  önce  nasıl başa çıkabiliyor diye düşünüp  sonra onun umursamaz , rahat  ya da dirayetli olduğuna karar veririz.Bizden daha güzel daha yakışıklı daha zengin daha başarılı biriyse ya da daha akıllı bir çocuğa daha iyi bir eşe daha  iyi  bir anne babaya sahipse  daha mutlu olması gerekir diye düşünüp  eğer değilse  onun tatminsiz, elindekilerin kıymetini bilmeyen maymun iştahlı biri   olduğuna karar veririz. Sıra bize geldiğinde anlarız  ki  insan alışır her şeye…  Bazı zamanlar alıştığımızın farkında bile olmayız  kaybedince anlarız ne kadar alıştığımızı ki bu genelde iyi olana , güzel olana alışmışsak  olur.Bazı zamanlarsa hep telkin etmemiz gerekir kendimizi alışabilmek için .Önce isyan ederiz , sonra suçlar  ya da suçlu hissederiz  sonra kaçınılmaz olan yaşanır  -alışmak- her şeye alışmak.

Duyarsızlaşmak mıdır yoksa direnç kazanmak mı  kişiye ve duruma göre değişir sanırım. Alışkanlıklarımızı hocaya benzetir Montaigne. Alışkanlıklar hocaysa alışmak onun da hocası , büyüğüdür. Ne öğretir ki bu hoca bize acaba, her şeyin gelip geçtiğini mi ? Onu kendimize dost edinirsek zor zamanlarımızda kulağımıza ‘şşş  geçti , her zaman bu kadar canın yanmayacak ,dayan ‘diyecektir.Kaldı ki güzel olana da  alışmak gerekir .Mutluluk ,aşk ,coşku hallerinin sürekliliği zihnen ve bedenen  yorucu  olmaz mı ?   Aşılar mesela, onlar da  virüslere alışmamızı sağlayıp bağışıklığımızı arttırır, düşmanı tanımamızı sağlar , düşmana savaşmadan teslim olmayı değil . Evet biraz  can  yakar , belki  biraz  hasta  bile hissettirir   ama  koruyucudur  . Ağrıya bile  alışmıyor muyuz? Zamanla artmıyor mu ağrı eşiği ? Bu durumda her şeyin  ilacı  olan  ,  zaman değil alışmaktır belki de. Belki boyun eğmek değildir her zaman alışmak,  belki  alışmaya  da  alışmalı . Aşı  gibi  ,  hoca  gibi  olmalı   alışmak . Duyarsızlaştırmak yerine  direnç kazandırmalı.  Bize   mücadele  etmeyi ,  bunun da bir dem olduğunu  gelip  geçeceğini  öğretmeli .Belki insanoğlunun  ortak  paydasıdır  alışmak.

Mavi

Yorum Yok

Yanıt yaz