Kızılcık Dalları

11 Posted by - 12 Eylül 2017 - Eylül 2017

 

“Kızılcık Dalları” bu romanı ilk okuduğumda sanırım on veya on bir yaşındaydım.

Bugün okuduğum kitabın bitmesi üzerine kendime okumak için yeni bir kitap aramaya koyuldum. Çalıştığım vakfın kitaplığını incelerken Kızılcık Dalları’nında kitaplıkta olduğunu gördüm. İçimde garip bir heyecanla aldım kitabı elime. Sanki romanın satırları arasında çocukluğumdan kalma anılara ve insanlara rastlayacakmışım gibi bir duyguyla çevirmeye başladım sayfaları. Çocukluğum bir bir beliriverdi saklandığı tozlu belleğimde. Annem anlatırdı, ben ilk doğduğumda annemin üçüncü kızı olduğum için, babam bir hafta on gün konuşmamış annemle. Sonrasında bir gece gördüğü rüya üzerine imana gelmiş babam. Babam rüyasında benim tavşana dönüştüğümü ve dile geldiğimi görmüş. babama rüyasında, “siz beni istemiyorsanız ben de tavşan olup  dağlara gidiyorum” diyerek kaçıp kayboluyormuşum. Evet garip bir rüya fakat zavallı annemin erkek evlat veremiyor diye eziklenmesine bir son vermiş bu rüya. Daha sonra evin uğurlu kızı olup çıkmışım. İstenmeyen kız konumundan, evin uğurlu kızı olma konumuna yükselme sebebim ise annemin ben doğduktan dört sene sonra erkek kardeşimi dünyaya getirmiş olmasıydı.  Annem hepimizin üzerine çok titrerdi. Ama ben onun uğurlu kızı olduğum için daha bir koruyup kollardı beni. Bu iltimas şu an düşündüğümde bana saçma gelse de küçükken işime gelmiyordu desem yalan olur. Bende anneme çok düşkündüm. Okula ilk başladığımda annemden ayrılmamak için okulu çınlatmıştım ağlayıp tepinmelerimle. Canım annem bir haftadan fazla okul bahçesinde beklemişti beni. O zamanlar okulların önlerinde seyyar satıcılar olurdu. Bunların içinde pamuk şeker yapan yaşlı bir adam vardı. Yaşlı adamın seyyar camekanlı arabasının tekerlek kısmında pedala benzer bir tahta parçası vardı. Ayağıyla hızlı hızlı pedala basar, pamuk şeker yapardı. Yaşlı adamın pedalı çalıştırdıkça camekanlı bölümde yanık şeker kokusu eşliğinde pembe renkte pamuk şeker yapması bana sihir gibi gelirdi. Annem, eğer uslu durursam her okul çıkışında bana pamuk şekeri alacağını söylemişti. Anneme hiç bir zaman, pamuk şekeri yemekten çok, pamuk şekerinin yapılışını seyretmeyi sevdiğimi söyleyemediğimi anımsıyorum. Çocukluğumda pamuk şekeri ve nar sihirli yiyeceklermiş gibi gelirdi bana. Bunu da söyleyememiştim anneme…

 

Bugünlük Kızılcık Dalları romanının satırları arasında rastladığım anılarım bunlar…kitabı okudukça daha bir sürü çocukluk anıma rastlayacağıma eminim.

 

Agapi

Yorum Yok

Yanıt yaz